Cuma , 20 Eylül 2024
Anasayfa Serbest Kürsü Ürettikçe devletimize kazandıran bir sektörüz…
Serbest Kürsü

Ürettikçe devletimize kazandıran bir sektörüz…

Değerli Okuyucular,
Kıymetli Meslektaşlarım,

Türkiye madencilik sektörü olarak yer altındaki zenginliklerimizi gün yüzüne çıkararak ekonomimize kazandırıyoruz. Bağlı sektörler ile birlikte ülke ekonomisine yıllık olarak yaklaşık 40 milyar dolarlık katkı sunuyoruz.

Madencilik sektörü 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,13’lük artışla ihracatımızı 6 milyar 469 milyon dolar seviyesine çıkardı. Bu ihracatın 2 milyar 172 milyon doları metalik cevherler ürün grubundan, 2,1 milyar dolarlık bölümü doğal taşlardan ve 1,3 milyar dolarlık kısmı ise endüstriyel minerallerden oluştu.

2022 yıl sonu ihracat hedefimiz çok daha üst seviyelerde olmasına rağmen, küresel resesyon endişeleri ana pazarlarımıza ihracatımızı maalesef olumsuz etkilemeye başladı. Sektörümüzün yılın ilk aylarında artan ihracatı, maalesef yılın son birkaç aydır geriledi. Örneğin, doğaltaşta en büyük pazarımız olan Çin’e ihracatımız 2022 yılında yüzde 30’un üstünde azaldı. İşlenmiş mermerdeki yıl içindeki hızlı artış da yavaşlamış durumda. Doğaltaş sektörümüz 2022 yılı için 2.5 milyar dolar olan yıl sonu ihracat hedefine maalesef ulaşamadı.

Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle petrol ve doğalgaz başta olmak üzere enerji fiyatlarında yaşanan hızlı artışlar işletme sermayesi ihtiyacımızı hızla artırıyor. Maliyetlerin döviz bazında yükselmesi ve bu maliyetlerin alıcılara yansıtılamaması firmaların kârlarını hızla eritiyor. Özellikle sektörümüz gibi enerji tüketiminin yoğun olduğu sektörlerde bu etki daha derin hissediliyor. 2023 yılı için de enerji fiyatları bakımından bizleri büyük bir belirsizlik bekliyor. Öte yandan ülkemizde finansman maliyetleri yüksek ve vadeler kısa. Hatta finansman ulaşım neredeyse imkansız durumda. Ayrıca hızla artan işletme maliyetleri nedeniyle işletmelerimiz oldukça zor bir dönemden geçiyor. Birçok işletme sahibi bir taraftan çalışanlarına daha iyi imkanlar sunmak isterken diğer taraftan belirsizlikler nedeniyle ciddi endişeler yaşıyor.

Madenciler olarak bizler gerçekleştirdiğimiz ihracatla ekonomiye katkı sağlamakla kalmıyoruz, aynı zamanda ciddi tutarlarda devlet hakkı ödeyerek hazinemize doğrudan kaynak sağlıyoruz. Son 10 yılda madencilik sektörünün devlete ödediği devlet hakkı çok ciddi oranda artış gösterdi. Sektörümüzün 2011 yılında 365 milyon lira ödediği devlet hakkı, 2021 yılına gelindiğinde 10 kat artarak 3.6 milyar liraya ulaştı.

Madenciliğin gelişmesiyle birlikte hem ihracatımız hem de ödediğimiz devlet hakları çok daha yüksek miktarlara ulaşacaktır. Ürettikçe devletimize kazandıran bir sektörüz. Sektörümüzün büyümesini, büyürken de ekonomiye ve istihdama katkımızın artmasını istiyoruz. Neticede madencilik istihdama da ciddi katkı sağlayan stratejik sektörlerden biri. Şu anda madencilik sektöründe yaklaşık 155 bin kişi doğrudan istihdam ediliyor. Dolaylı istihdamla birlikte düşündüğümüzde 1 milyondan fazla insan madencilik sektörüyle çalışarak ekonomik hayata katılıyor.

Madencilik sektörünün büyümesi, büyürken de ekonomiye ve istihdama katkısının artması için atılması gereken bazı adımlar var. En önemli beklentimiz ise sektördeki yatırım ortamının iyileştirilmesi. Son 10 yılda maden arama ve işletme ruhsat sayılarında düzenli olarak düşüş yaşıyoruz. 2008 yılında 45.900 olan ruhsat sayısı 2021 yılında 14.721’e kadar geriledi. Ruhsat sayılarındaki bu gerileme yatırımcıların sektöre olan ilgisinin hızla azaldığını gösteriyor. Ruhsat ve izin süreçlerindeki belirsizlikler, azalan ruhsat güvencesi, artan üretim maliyetleri, yüksek orman izin bedelleri, ruhsat bedelleri, devlet hakkı bedelleri bu azalışın en önemli nedenleri. Bu durum, sektöre yeni yatırımları engellediği gibi mevcut madencilik faaliyetlerinin küçülmesine de sebep oluyor. Madencilik sektörünün sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için, ruhsat güvencesinin arttırılması, izin süreçlerinin belirgin ve şeffaf olması, madenciliği yapılamaz hale getiren kısıtlamaların kaldırılarak önünün açılması şart.

İzin süreçlerinde özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda, MAPEG’de iş ve işlemlerimiz son derece düzenli, hızlı yürürken, diğer bakanlıklarda uzun süreli gecikmeler ve birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Orman izinlerindeki gecikmeler, mevzuata aykırı red kararları, madencilikte gelişmiş ülkelere kıyasla yüzlerce kat yüksek orman bedelleri karşılaştığımız sorunların bazıları. İşte tüm bu sorunlar sektörün gelişmesinin önünde büyük engeller oluşturuyor. Öte yandan madenciliğe kısıtlama alanları pek de gerçekçi olmayan boyutlarda her geçen gün artırılıyor. Bu nedenle ruhsat güvencesi de maalesef azalmaya devam ediyor.

Ülkemizdeki orman, su, maden, petrol, jeotermal sular vb gibi tabii kaynakların tek bir bakanlık altında toplanması (örneğin; Doğal Kaynaklar Bakanlığı) ile yaşadığımız birçok sorunun çözülebileceğine inanıyoruz. Ormanı, suyu, madenleri birlikte değerlendirerek dengeli bir şekilde koruyan, izinleri kendi bünyesinde çözebilen, yer altı ve yer üstü tüm kaynakları birlikte değerlendirerek ülke yararına kararlar alacak bir bakanlık otoritesine acilen ihtiyacımız var.

Ali Emiroğlu
Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Ülke olarak yaşadığımız ekonomik sıkıntıları aşmanın yolu üretimden geçiyor. Tüm sektörlerde bir üretim atılımı gerçekleştirmek istiyorsak madencilikte üretimin önünü açmalıyız. Kaldı ki dünyanın madencilikte gelişmiş ülkelerinin tamamında madencilik sektörü devletler tarafından destekleniyor. Ülkemizde de madencilik sektörünün gelişmesi için gerekli destekler verilirse hem sanayimizin çarkları hızla döner hem de ihracat rekorları kırmaya devam ederiz.

Türkiye madencileri olarak ülkemizin geleceği ve toplumumuzun refahı için çalışıyoruz. Ancak önümüzdeki dönemde bizim de sektör olarak atmamız gereken bazı adımlar var. Tabii ki geçmişte sektörümüzün bazı hataları oldu. Ama yaşadığımız her hatadan dersler çıkararak, toplumun hassasiyetlerini gözeterek kendimizi sürekli olarak iyileştirmeye gayret ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinden çevre ve eko-sisteme, karbon ayak izimizden, atık ve su yönetimine kadar birçok konuda çok daha hassas adımlar atıyoruz. Neticede çocuklarımıza daha iyi bir çevre ve gelecek bırakmak için üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız. Birçok madencilik şirketi bu konularda çok başarılı çalışmalar yapıyor. Ancak maalesef bu iyi örnekleri yeterince toplumumuzla paylaşamıyor ve anlatamıyoruz. Sektörümüzdeki iyi örnekleri çok daha yaygın hale getirip, bunları topluma yeterince gösterebilirsek madenciliğe olan desteğin artacağına ve sektörümüze karşı olan algıların değişeceğine inanıyorum.

2023 yılının Ülkemize, sektörümüze bolluk ve bereket getirmesini diliyorum.

İlginizi Çekebilir

Covid Öncesi ve Sonrası

İlk covid vakaları Kasım 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde belirlendi ve hızlı...

Marble Fuarının 29. Yılı…

Madencilik, insanlık tarihinin en eski mesleklerinden biri olarak günümüz uygarlıklarının inşasında önemli...

Serbest Kürsü

İnsanlık tarihinin en eski ve meşakkatli mesleklerinden biri olan madenciliğin, modern insan...

“Maden İhtiyacını Karşılarken ‘Önce İnsan ve Çevre’ Diyoruz”

Madencilik konusunda yeterli bilgi ve veriye sahip olmadan, bazı yanlış algıların ön...