İlk covid vakaları Kasım 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde belirlendi ve hızlı bir şekilde yayılarak tüm ülkelerden vakalar açıklanmaya başladı. Önce şehirler sonra ülkeler kapandı. Seyahatler neredeyse tamamen kısıtlandı.
Bu döneme girilirken ülkemizdeki temel ekonomik veriler şu şekilde idi.
Merkez Bankası 1 USD 5,75 TL
Motorin – Benzin Ortalama 6.50 TL / litre
Elektrik 2019 yılı ortalaması 54.7 kuruş / kW
Asgari Ücret Net 2020 TL
TCMB Politika Faizi % 10.25
Ana pazarlarımız olan Avrupa ve Amerika’ya diğer doğal taş tedarikçisi ülkelerin başında gelen Çin’in üretimleri durdurması, konteyner taşımacılığının ciddi sekteye uğraması, eve kapanan nihai tüketicilerin dışarıdaki harcamalarının durması ile birlikte yaşam alanlarını değiştirme davranışları Türkiye doğal taş üretici ve ihracatçılarına pozitif etki yarattı ve siparişler % 30 civarında arttı.
Covid sonrasında bu pozitif artış yavaşlamaya ve negatife dönmeye başladı. 2022 ve 2024 arasında ise özellikle faiz artışlarına bağlı yükselen Mortgage kredileri sebebiyle ana pazarlarımızdaki inşaat sektörünün çakılması ile negatife dönüş ivmesi arttı.
Sipariş miktarları azalan üreticilerin birçoğu öncelikle yatırımları durdurdular. Yatırımları durdurmalarına rağmen kredi musluklarının kapanması veya açık olsa bile artan maliyeti sebebi ile nakit akışını sağlayamadıkları için vardiya sayısını ve işçi sayısını azaltmaya gittiler. Şu anda belirli projeler için çalışan firmalar ve farklılığından dolayı talep gören ürünlere sahip firmalar dışında kalan üreticiler çok ciddi bir sipariş sıkıntısı ile baş etmeye çalışıyorlar.
Tabi bu sipariş sıkıntısının bir diğer ana sebebi ise yukarıda verdiğim ekonomik veriler ile de ilgili. Buradaki verilerin tamamı emek yoğun bir sektör olan doğal taş sektöründeki fiyatlandırmadaki ana kalemlerdir. Son 5 yıldaki bu artışlara göre baktığımız zaman en düşük artış USD / TL kurunda gerçekleşmiştir. Kendilerine göre yüksek ama bizim koşullarımıza göre düşük olan yıllık % 5 – 7 enflasyon olan bu ülkelerdeki alıcılara USD kurundan kaynaklı farkı nasıl yansıtacağız problemi de karşımıza çıkmakta. Fiyatlandırma problemi sebebi ile alıcılar alternatif ülkelerdeki alternatif ürünlere yönelmekteler. Pazar kaybı bu sebeple daha da artmaktadır.
Sadece ihracat yapılan ülkelerdeki pazar kaybı ile sınırlı değil pariteden kaynaklı problem. Kendi ülkenizdeki ocaktan alıp, fabrikaya götürüp plaka haline getirdiğiniz bir doğal taş için alternatif bir ülkedeki alternatif bir doğal taşın plakası ithalat yapılıp sizin plakanızdan daha ucuza karlı bir şekilde iç piyasadaki projelere satılabilmekte.
Çözüm mü ? Cetvel ile çizilmiş USD / TL artışı ile değil !
Ülkeye döviz kazandıran ihracatçıyı dövize müdahale aracı olarak görüp getirdiği dövize yönelik yaptırımlarla değil, kontrolsüz kredilerle değil projeye yönelik verilen kredilerle, nitelikli projelere verilen destekle ve serbest bırakılmış kendi dengesini bulan bir piyasa ile olur…
Utku VEREL