Ülkemiz bir defa daha doğal bir afet olan DEPREM gerçeği ile yüz yüze geldi. Anadolu her ne kadar Japonya gibi olmasa da dünyadaki deprem riski en yüksek olan bölgelerden biridir. Güneyimizi de yer alan Arap plakası Anadolu’yu Ege denizine doğru itmekte, Anadolu kara parçası ise her geçen gün Ege denizi içine doğru dalmaktadır. Ülkemizde bu güne kadar deprem üretme kapasitesine sahip 480 diri fay tespit edilmiştir.
1999 yılında Kuzey Anadolu fayının göçlük bölümünün kırılması sonucu meydana gelen Marmara depremi açı gerçeğiyle yüz yüze gelen ülkemizin o günkü yöneticileri bu afetten çok ders çıkardık, ülkemiz bundan sonra böyle bir acı ve yıkım görmeyecek, gerekli tüm önlemleri alacağız diye millete söz verdiler.
Aradan 24 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen verilen sözlerin hepsinin unutulduğu gördük ve yaşadık. 1999 yılındaki depremde de DEVLET enkaz altında kalmıştı, şimdi de yine DEVLET enkaz altında kaldı.
Marmara depremi ile 6 şubatta oluşan Kahramanmaraş depremi arasında ülkemizde bir çok yerde oluşan Richter ölçeğinde 6’dan küçük ölçekli yerel depremlerden gerekli dersleri çıkaramadık. Ülkemizde oluşan her depremde ayrı bir acı yasadık ama ders almadık. Bu büyüklükte ve art arta 2 kez aynı fayın birbirine 50-60 kilometre uzağındaki paralel 2 kolunun 9 saat arayla kırılabileceğini ve ülke nüfusunun neredeyse % 15’lik bölümün bundan etkileneceğini ön göremedik. Son depremden etkilen alan neredeyse Bulgaristan büyüklüğünde, Avrupa da ki birçok küçük ülkeden çok daha fazla bir yüzölçümüne sahip.
Dünya daki böyle büyük depremlerde tüm gönüllü kuruluşlar yerel Devlet kurumlarıyla birlikte işbirliği yaparak kurtarma işlemleri yapar. Uluslar arası yardım ülkeye geç geldiği için önemli olan yerel kurtarma güçlerinin hemen hareket geçerek depremin meydana geldiği ilk saatten itibaren hızlı bir şekilde kurtarma işlemine başlaması çok önemlidir. Her ülkenin askeri birlikleri kurtarma konusunda en eğitimli ve disiplinli kurumlarıdır. Bu yüzden nerede bir deprem olsa ilk saatten itibaren hem güvenlik hem de kurtarma için askeri birlikler hemen hiç kimseden emir almadan ama bağlı oldukları birlikleriyle bir arada emir komuta altında göreve başlarlar. 1999 yılındaki depremde asker ilk saatten itibaren hem güvenlik hem de kurtarma için deprem bölgesinde görev almıştı. Bu sayede birçok kişi göçük altından kritik olan o ilk 48 saat içinde sağ salim kurtarıldı.
Depremde göçük altında kalan her canın ayrı bir öyküsü vardır. Göçük altında kalan canlara en kısa sürede ulaşmak ve onları bulunduğu yerden çıkarmak çok önemlidir. Depremden sonra ilk 24 hadi bilemedin 48 saat çok önemlidir. Bu esnada mutlaka öncelikle askeri birlikler daha sonrada göçük altından kurtarma işleminde çok deneyimli olan MADENCİLER kurtarma işlemine başlamalıdır. Her meslek grubu kendi işlerinin ve mesleklerinin çok zor ve riskli olduğunu söylerler ama dünyada en zor ve riskli mesleklerin başında itfaiyecilik gelmektedir. Bundan sonra 2. Zorlu meslek yer altı MADEN’ciliğidir.
Madenciler normal zamanlarda yerin altından değerli mineralleri ve kömürü yeryüzüne çıkarırlar. Deprem gibi doğal afet zamanlarında ise göçük altında kalan canları yeryüzüne sağ salim çıkarırlar. Bu depremde halkımız madenciler sayesinde DOMUZDAMI tahkimatı ile tanıştı. Bu tahkimat sistemiyle enkazların altına giren madenciler bir çok canı kurtardı.
Deprem öncesi özellikle madencilerden oluşan kurtarma ekipleri tüm malzemeleri ile birlikte oluşturulmalı ve deprem sonrası en kısa sürede (en fazla ilk 6 saat içinde) bu ekiplerin tüm ekipmanlarıyla birlikte kurtarma işlemine başlaması sağlanmalıdır.
Bu konuda her ilde tam teşekküllü sadece MADENCİLERDEN oluşan bir kurtarma ekibi oluşturulmalı bunların her türlü alet ve edevatla bir an önce afet bölgesine sevk edilmesinin ne kadar önemli olduğunu bu depremde öğrendik. Tüm afetlerde özellikle de depremde ilk 24 hatta 48 saat çok önemlidir. Kurtarma konusunda uzman olan madencilerin ilk 6 saat içinde mutlaka afet bölgesine ulaşması kurtarılacak canlar için çok önemlidir.
Ülkemizdeki tüm ilerde seyyar her türlü ekipman ile donatılmış madencilerden oluşan kurtarma ekibinin, her an bir afet olacak gibi hazır bulundurulması çok önemlidir.
Bu konuda MAPEG bünyesinde bir Genel Müdür yardımcısı gözetiminde her ilde yeni bir oluşum dizayn edilmelidir.
