Çarşamba , 9 Temmuz 2025
Anasayfa Manşet Ekmeğini taştan çıkaran bu sektör elinden tutulmayı bekliyor.
Manşet

Ekmeğini taştan çıkaran bu sektör elinden tutulmayı bekliyor.

Sektörün, devlet aklına ve desteğine ihtiyacı var.

Bildiğimiz üzere pandemi ile birlikte küresel ve ulusal piyasalarda ciddi anlamda ekonomik sorunlar yaşandı. Insanların dünya çapında ani bir şekilde eve kapanmasıyla tüketim arttı üretim azaldı. Takip eden süreçte küresel piyasalarda dolar bazlı %10 civarı enflasyonun etkileri maalesef zaman içinde ülkemizde %200’ü geçen boyutlarda hissedildi.

Enflasyon; tabii ki tüm sektörlerin, enerji, insan gücü, finans maliyetleri v.b. gibi girdi maliyetlerinde artışı kapsıyor ancak, madencilik sektörünün bir de kamu maliyetleri gideri var ve onlarda her yıl yılbaşında açıklanan yeniden değerleme oranı kapsamında ciddi anlamda artarak girdi maliyetlerine yük getiriyor.

Madencilik sektörünün kamu maliyetleri;

1. Her yıl ödenen Ruhsat harç bedeli,

2. Bir ruhsat harç bedeli daha ve taban fiyatlardaki artışları tanımlanamayan devlet hakkı,

3. Her yıl ödenen orman bedelleri,

4. Bağlı belediyelere her yıl ödenen harçlar,

5. Kısa süreli verilen ruhsat izinleri sebebi ile (temdit) oluşan mükerrer harçlar.

    Bu şartlar altında üretim yapmak zorunda kalan sektörün ciddi bir kısmı, fiyatları küresel piyasalarla rekabet edemediği için satamadığı ürünü üretmeme kararı almış ve çalışmadığı halde hiç de adil olmayan bir biçimde tüm harçları ödeme pahasına geçici tatil izni alarak ocaklarının üretimini geçici olarak durdurmuştur. Sadece İMİB’de tarihinde hiç görülmemiş şekilde Nisan 2023 tarihinden başlayarak 2024’ün Aralık sonuna kadar 98 tane ocak geçici tatil izni talebiyle olur yazısı istemiştir.

    Sektörün son 20 yılına baktığımızda, dünyada toplam 8 milyar dolar civarında olan mermer ticaret hacmine, 2012 ve 2013 yıllarında, 2,1 milyar dolar ile %25 seviyesinde hakim olduğumuzu görüyoruz. Blok ta 2017’den itibaren, 1 milyar dolar ile kontrol ettiğimiz gücümüzü yavaş yavaş kaybederek 600 milyon dolar seviyelerine kadar düşerken boşluğu kesilmiş mermer deki artış ile domine ederek 1.8 milyar dolar ile 2024’ü kapattık.

    Eğer bu düşüş sesini duyuramaz ve gerekli tedbirler alınmazsa dünya rezervinin %40’ına sahip Türkiye 8 milyar dolarlık pastadan her gün dilim kaybedecek.

    Antik çağlardan itibaren insanlık tarihinin kültürünü bugünümüze taşıyan yegane materyal olan mermerin; çıkarılması ve işlenmesi faaliyetleri, çevreye etkisi yönünden değerlendirildiğinde, mermerciler, binlerce yıldan beri kendine özgü kültürü ile hiçbir kimyasal kullanmadan tel ve suyla taşı keserek hayatımıza kazandırmasına rağmen acımasızca eleştirilmektedir.

    Kamuoyu algılarıyla savrulan bir sektörden istikrar beklenemez, bir ülkenin tüm vatandaşlarının hakkı olan madenlerin çıkarılması ve değerlendirilmesi adaletli bir sistem ile yönetilmeli ve ekonomiye kazandırılmalıdır.

    Sorumlular, kanunların korumadığı madenciliğin, kanun korumazsa maden öldürür sloganlarına evrilmesine müsaade etmemeli ve tüm izinlerini yetkili kurumlardan alarak kurallarına uygun çalışan madenci ve madencilik faaliyetinin yanında durduklarını siyasi kaygılardan uzak bir biçimde, sektörün tüm paydaşlarına eşit bir mesafede hissettirmek zorundadırlar.

    Örneğin; kamuoyu algısını rahatlatmak adına olduğunu düşündüğümüz, orman yönetmeliğinin 16. maddesinde yapılan değişiklik ile Türkiye’nin tüm kıyı şeritlerini kapsayacak şekilde sahilden bakıldığında 5 km. dahilinde kalan her türlü madencilik faaliyetine orman izni yasağı getirildi. Bilinen tarihi ile 8 bin yıldır, mermere adını vermiş Marmara Adası’nda bu değişiklik ile mermer ocağı işletilmesi faaliyetleri bitme noktasına gelmiştir. Insana, çevreye, tarıma, hayvancılığa saygılı ve uyumlu sürdürülebilir bir madencilik yasaklarla rehabilite edilemez. Hemen dibimizde sektördeki rakiplerimizden Yunanistan’ın Thasos adasında aynı mesafede aynı şekilde onlarca ocak çalışıyor. İMİB olarak bu haberi alır almaz; Sektörün duayen hukukçularıyla durumu istişare ettikten sonra danıştaya dava açarak bu haksızlığı yargıya taşıdık. Süreci yakinen takip ederek sonuçlarını sektör ile paylaşacağız.

    Ayrıca çok önemli bir tehlikeyi de vurgulamak isterim, şöyle ki;

    2022 yılının Mayıs ayına kadar ihracatçı birliklerinin yönetim kurullarında görev alan yönetim kurulu üyeleri ve başkan 2 yılda toplam 1.000.000 dolarlık ihracat yaptıklarında seçilebilme yeterliliği kazanıyorlardı. 2022 yılı Mayıs ayında resmi gazetede yayınlanan bir yönetmelik değişikliğiyle artık İhracatçı Birliklerinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alacak olan tüzel kişiliklerin son 2 yılda toplam 5.000.000 dolarlık ihracat yapma şartı getirildi.

    Peki bu ne demek?

    Bağlı olduğumuz ihracatçı birliklerinde mermerciler olarak her ne kadar sayımız fazla da olsa artık yönetim kurullarında etkin bir şekilde görev alamayacağız. Bunun yerine sayıca azınlıkta olan ancak ihracat rakamları yüksek olan dördüncü grup madenciler, ihracatçı birliklerinin yönetim kurullarını kontrol edecekler.

    Bu yasa değişikliği yayınlandığı andan itibaren her ortamda her platformda dillendirmemize rağmen üst makamlarca konunun hassasiyeti ve önemi her zaman olduğu gibi yine dikkate alınmadı. Bakın dördüncü grup madenlerin herhangi bir şekilde tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine ihtiyacı yok. Çünkü İngiltere’de borsası olan bakır, krom, demir, çelik, vesaire gibi madenlerin zaten güncel olarak arz talep dengesine göre değişen fiyatları var.

    Ancak mermerde durum maalesef bu kadar basit değil. Mermerde dünyadaki %40 rezervin Türkiye’de olduğunu düşündüğümüzde bu değerin dünyaya tanıtılması, pazarlanması her yıl değişen mimari projelerde duruma göre farklı renklerle moda yaratılması ve ihtiyaçların tanımlanması ciddi emek ve para gerektiriyor. Bugüne kadar bu faaliyetlerimizi en etkin şekilde gerçekleştirebileceğimiz tek yer de ihracatçı birlikleri.

    Tarım sektöründe ihracatçı birliklerine seçilebilme yeterliliği hala 1.000.000 $ olarak devam ediyor. Eğer biz de aynı şekilde bu muafiyeti alamaz isek maalesef İhracatçı birliklerindeki sayımızın çokluğuna rağmen temsil hakkımızı kaybedip azınlıkta olan ancak ciroları yüksek dördüncü grup madenciliğe ihracatçı birliklerimizi kaptıracağız.

    Sektör olarak bu durumu çok doğru okumalıyız,

    Türkiye’de yalnızca İstanbul ve Ege ihracatçı birliklerinin altında alt birlik olarak maden ihracatçı birliğimiz var, başka hiçbir ihracatçı birliğinde alt birlik olarak maden ihracatçı birliği yok.

    Türkiye mermer sektörünün geleceği için; bize de tarımdaki gibi muafiyetle yönetim kurullarına seçilebilme yeterliliği şartı için 2 yılda toplam 1 milyon dolar şartı uygulansın ya da Altın madenciliğinde olduğu gibi bağımsız bir alt birlik olarak mermer ihracatçı birliği veya tek birlik olarak TÜRKİYE MERMER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ kurma hakkı tanınsın.

    Binlerce yıllık insanlık tarihinin yapı taşlarından olan mermerin emekçileri bugün;

    Yüksek girdi maliyetlerinin yanında, diğer sektörlerden farklı olarak çalışmasalar bile ödedikleri ruhsat harçları, devlet hakları, her yıl ödedikleri orman payları, uzayan izin süreçleri, çevre ve kamuoyu baskıları karşısında kendini çok yalnız ve değersiz hissediyor.

    Ülkemizin toplam maden ihracatı 6 milyar dolar civarında bunun yaklaşık 2 milyar doları mermer sektörüne ait. Ekmeğini taştan çıkaran bu sektör elinden tutulmayı bekliyor. Sektörün, devlet aklına ve desteğine ihtiyacı var.

    En son Göbeklitepe’de de gördüğümüz üzere geçmişten geleceğe insanlık tarihi var olduğu müddetçe kıyamete kadar, yaşadığı coğrafyadaki kültürünü günümüze taşıyan ayak izleri taşlardır, bugün bu durumu geleceğe taşıyacak mermer sektörü emekçilerine saygı duyalım ve sahip çıkalım.

    İlginizi Çekebilir

    Doğaltaş ve Madencilik Sektörüne Genel Bir Bakış

    Sektörümüzü yakından ilgilendiren birçok sorunla aynı anda mücadele etmeye devam ettiğimiz, tüm...

    Sonsuz mu?

    Kaynaklarımız, torunlarımızın torunlarına yeter mi? İstatistiksel olarak ve hepimizin öğündüğü konu, dünyanın...

    Marble İzmir Fuarı Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Gururu Oldu!

    Prof. Dr. Faruk ÇALAPKULU 35 yıl önce İzmir Kültür Parka bir tohum...

    Maden Sektörünün Tamamı Suçlanmamalı

    Erzincan – İliç Çöpler’deki maden işletmesinde kayan malzemenin altında kalan dokuz madencimizin...