Dr. O. Serkan ANGI (Jeoloji Mühendisi)
İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Fakültesi, Jeoloji
Mühendisliği Bölümü
Anıtkabir, toplam 750 bin metrekarelik bir alan üzerinde; Barış Parkı ve Anıt Bloğu (aslanlı yol, tören meydanı, mozole ve on kule) kısımlarından oluşmakta olup, 907 metre rakıma sahip Rasat Tepe’de konuşlanmaktadır. Rasat Tepe’nin, yaklaşık ağırlığı 150.000 tona varacak olan yapının basıncına dayanıp dayanamayacağının tespiti için, modern yöntemlerle “Temel Zemin Mekaniği” incelemesine; Bayındırlık Bakanlığınca, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden merhum hocamız İnşaat Müh. Ord. Prof. Dr. Hamdi PEYNİRCİOĞLU ve Maden Fakültesi’nden, merhum hocamız Jeolog Ord. Prof. Dr. Sayın Malik SAYAR görevlendirilmiştir. Prof. SAYAR, çalışmalarının sonucunu bildiren raporunda; 907 metre rakımlı Rasat Tepe’nin eski bir alüvyon alanı üzerinde bir taraça kalıntısı olduğunu, Dördüncü Jeolojik Zaman’ın ilk devrelerinde oluştuğunu belirtmiştir. Anıtkabir alanındaki temel zemini incelemelerinde, 40 metreye kadar inen zemin araştırma sondajları yapılmış, bu sondajlar sırasında tepenin içinde Frig Uygarlığına ait kral mezarları (tümülüsler) ile bağlantılı olduğu düşünülen büyük boşluklar (galeriler) bulunmuştur. Özellikle, Anıtkabir’in Şeref Holü’nün altında bulunan bu boşluklar, temelde değişik tekniklerin kullanılmasını zorunlu kılmıştır. Bu sebeple, Mozole kısmının temelinin sağlamlaştırılması için yapının temelinin her taraftan demir putrel ve tellerle zemin içine, bir geminin su altındaki kesimi gibi yerleştirilmesi kararlaştırılmıştır.
Anıtkabir’in yapımında en önemli yapı malzemesi olarak “doğal taşlar” kullanılmıştır. Bu bağlamda, yapının en dikkat çekici özelliği ise tamamı, “Uygarlıkların Beşiği” olarak tanımlanan “Anadolu” coğrafyasının, farklı bölgelerinden çıkarılan Türkiye’nin doğal taşları kullanılarak inşa edilmesidir. Farklı renk ve desendeki bu doğal taşlar başlıca; Traverten, Mermer, Serpantinit, İgnimbirit ve Kireçtaşı türündedir. Ocaklardan üretilecek doğal taşların işlenmesi için İtalya’dan taş kesme makineleri (MARMI frması) ve Afyonkarahisar’dan (merhum Demirci Hacı Ömer DEMİRELDEMMAK) taş işleme için el aletleri getirilmiştir. Kayseri’nin Ağırnas, Reşadiye (Erciyes) ve Talas Zincidere köylerinden gelen taş ustaları tarafından işlenen ve döşenen bu doğal taşlardan; Anıtkabir inşaatının müteahhit firması olan Rar-Türk Limitet Sosyetesi inşaatta kullanılması gerekli olan traverten ve mermerlerin; su emme, basınç, donma ve diğer teknik deneylerini İstanbul Teknik Üniversitesi Malzeme Laboratuvarları’nda yaptırmıştır. Bu deneyler sonucunda, traverten ve mermerlerin basınç ve suya karşı dayanıklı, yapılan donma ve sıcak su deneyleri sonucunda ise doğal taşların bünyesinde çatlak ve döküntü olmadığı sonucuna varılmıştır.
Anıtkabir’deki, heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler; Kayseri-Pınarbaşı mevkiinden, kulelerin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Ankara’nın Polatlı ilçesi, Malıköy, Haymana ve Papazderesi mevkiinde bulunan ocaklardan getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü ve Kumarlı mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı ignimbritler; tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Karabük-Eskipazar Budaklar köyünden getirilen sarı travertenler; zafer kabartmaları, şeref holü dış duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonatların yapımında kullanılmıştır. Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler ile kireçtaşları; Çanakkale, Manisa-Aksihar-Efkafteke köyü, Muğla-KavaklıdereGöktepe köyü, Hatay-Yayladağ-Dusduru (Gözlekçiler) köyü ve Adana-Ceyhan (Osmaniye-Düziçi/Bahçe-Bilallik köyü)’dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan “Kaplan Postu” ticari isimli gri renkli mermer Afyonkarahisar İscehisar’dan, yeşil renkli serpantinit ise Bilecik-Hasandere köyünden getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki vişneçürüğü rengindeki beyaz kalsit damarlı yekpare lâhit taşı Osmaniye-Çağşak köyünden, lahitin yan duvarlarını, bayrak direği kaidesini ve mozole merdivenlerindeki hitabet kürsüsünü kaplayan “Afyon Bal ve Afyon Şeker” ticari isimli beyaz renkli ve sarı damarlı mermer ise Afyonkarahisar İscehisar’dan getirilmiştir.
Anıtkabir, tamamı Anadolu’nun bağrından kopan ve eşsiz jeolojik zenginliğinin sonucunda işletilen ocaklardan çıkarılan “Türkiye’nin Doğal Taşları” ile bezenmiştir.
Anıtkabir’in inşasında kullanılan bu doğal taş malzemelerin temsili örnekleri ve yapıda kullanıldıkları yerler, Hürriyet Kulesi’nin içinde bulunan camekânlı bir bölümde de ziyaretçilerin görmesi amacıyla sergilenmektedir.
Anıtkabir’in mimarlarından merhum hocamız Prof. Dr. Sayın Emin ONAT’ın da ifade ettiği gibi; “Uzun yıllar dayanabilecek yapılar kurulmak istenilirse tabiatın vergisinden başka bir şeye gitmemek gerekir. Ancak tabiatın taşıdır ki vakar ile ihtiyarlar” sözünden, geçmişte olduğu gibi doğal taşlara güven duygusu günümüzde de halen devam etmektedir.
Türkiye’nin doğal taşlarıyla bezenmiş Anıtkabir’in doğal taşlarına dair bu makaleyi şu sözlerle tamamlayalım;
“Türkiye’nin Doğal Taşları” ile bezenmiş ebedi istirahatgâhında rahat uyu yüce ATAM…”
Saygı ve Minnetle…
Not: Bu makale; Anıtkabir’in mimarlarından biri olan, merhum Prof. Dr. Sayın Orhan ARDA’nın oğlu, Yük. Mimar Sayın M. Ömer ARDA’nın yazarlığında, 2002 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan; “Mimari Anılarıyla ANITKABİR” isimli kitabındaki, tarafımca hazırlanan bölüm yazımdan derlenmiştir.
Kitabın yayın koordinatörlüğünü; Yük. Mimar Sayın Seda ÖZEN BİLGİLİ üstlenmiş olup, makalede kullanılan fotoğrafar da, Yük. Mimar Sayın Sena ÖZFİLİZ’e aittir.