Beykoz Cam ve Billur Müzesi, İstanbul’un Beykoz ilçesinde yer almaktadır. Tarihi bir taş binada hizmet veren yapı, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Binanın yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, 1870’li yıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir.
Bina, Osmanlı dönemi mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtan bir yapıdır. Yapı, iki katlı ve dikdörtgen şekildedir. Binanın girişi, yüksek bir kemerli kapı ve bu kapının üstünde yer alan bir balkonla süslenmiştir. Cephesinde yer alan pencereler, ahşap çerçeveli ve kare şeklindedir. Dış cephesi, doğal taş malzeme kullanılarak yapılmıştır.
BİNANIN TARİHÇESİ
Beykoz Cam ve Billur Müzesi, adını Osmanlı döneminde bu semtte kurulan ve devrinin en önemli cam fabrikası olan Beykoz Cam ve Billurât Fabrika-i Hümâyûnu’ndan almaktadır. Müzenin tarihî binası, Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kapı kethüdası olan ve Sultan Abdülaziz tarafından vezirliğe kadar yükseltilen Abraham Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Abraham Paşa, 19. yüzyılda Beykoz’da bulunan arazisine köşkler, kuşhaneler, havuzlar, tiyatro binası ve ahır yaptırmıştır.
Sözü edilen yapılardan günümüze kalan ahır binası, Millî Saraylar tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. 19. yüzyılın mimari özelliklerini taşıyan U planlı bu taş bina, görkemli yapısıyla özgün müze mekânları sunmaktadır.
Geniş bir koruluk içerisinde yer alan Beykoz Cam ve Billur Müzesi’nin arazisi yaklaşık 360 dönümdür. Müze, egzotik bitkileriyle göz kamaştıran ve 117 farklı türde ağacıyla yeşilin her tonunu barındıran muhteşem güzellikte bir bahçeye sahiptir. Abraham Paşa, Beykoz’daki çiftliğinin bahçesiyle titizlikle ilgilenmiş, o dönemde Osmanlı Devleti’nde bulunmayan bitkiler ve ağaçlar getirip buraya diktirmiştir. Bahçesindeki foranın bu denli çeşitli ve tarihî olması, Beykoz Cam ve Billur Müzesi’ne ayrıca botanik müzesi niteliği de kazandırmaktadır.
Türk cam sanatının gelişim evrelerinin izlenebildiği Beykoz Cam ve Billur Müzesi’nin koleksiyonunda, Türk camlarının yanı sıra Avrupa’da Osmanlı sarayları için üretilmiş eşsiz eserler de bulunmaktadır. Cam sanatının seçkin örneklerinden 1.480 parça eserin sergilendiği müze, 12 tematik bölümden oluşmaktadır.
PROJEDE DOĞALTAŞ KULLANIMI
Müze binasının dış cephesinde, cam malzeme yanı sıra bazı doğal taşlar da kullanılmıştır. Bu doğal taşlar, cam panellerin arasında yer alan dekoratif elemanlarda kullanılmıştır. Doğal taşlar, binanın dış cephesindeki cam panellerin yanı sıra, bazı bölümlerinde de kullanılmıştır. Kullanılan taşlar yüksek olasılıkla “Karataş” olarak bilinen Devoniyen yaşlı siyah kireçtaşlarıdır. Perdahlanarak kullanıldığı için, sanki volkanik malzeme hissi uyandıran malzeme, Kanlıca ve çevresinde bulunan eski taş ocaklarından alınan malzemeler ile yapılmış olmalıdır.
Müze içindeki sergi alanlarında cam objelerin sergilenmesi için özel olarak tasarlanmış galeriler yer almaktadır. Bu galerilerin bazı duvarları beyaz ve düz bir yüzeye sahipken, bazı duvarları ise Marmara mermerleri ile kaplanmıştır. Ancak mermer kaplamaların yalnızca birkaç bölümde kullanıldığı görülmektedir. Müzenin içinde yer alan bazı mobilyalar ve aksesuarlar da doğal taşlardan yapılmıştır. Örneğin, müzenin girişinde yer alan bir çeşme, travertenden yapılmıştır.
YAPININ AMACI
Yapının orijinal amacı, Beykoz’daki Cam Fabrikası’nın idari ofisleri ve depoları olarak hizmet vermekti. Ancak, cam fabrikası faaliyetlerini durdurduktan sonra, bina atıl kalmıştır. Daha sonra, Türkiye’nin önde gelen cam firmalarından olan Paşabahçe Grubu, binayı restore etmiş ve Beykoz Cam Müzesi’ni açmıştır.
Beykoz Cam Müzesi, Türkiye’nin ilk cam müzesidir ve Türk cam sanatının gelişimini sergilemektedir. Müze, tarihi taş binası ve müzenin içinde sergilenen cam eserler ile ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
Müze; cam ve billur üretimi tarihi, Türkiye’deki cam ve kristal sanatının tarihi, geleneksel üretim teknikleri ve çağdaş uygulamaları hakkında bilgi vermek için tasarlanmıştır. Müze binası, eski bir cam fabrikası olan Paşabahçe Cam Fabrikası’nın bir bölümü üzerine inşa edilmiştir. Fabrika, 1935 yılında Cam Fabrikaları Türk Anonim Şirketi tarafından kurulmuştur. Paşabahçe Cam Fabrikası, Türkiye’nin ilk cam fabrikalarından biridir ve üretime 1936 yılında başlamıştır. Fabrikada, cam şişe, kavanoz, bardak, vazo ve diğer cam ürünleri üretilmektedir. Fabrikanın üretim faaliyetleri 2000 yılında sona ermiştir.
Binanın bir bölümü Beykoz Belediyesi tarafından müze olarak kullanılmak üzere restore edilmiştir ve 2009 yılında ziyarete açılmıştır.
Yapı, mimari olarak modern tasarımı ve cam malzeme kullanımıyla dikkat çekmektedir. Müze, cam ve kristal objelerin sergilenmesi için özel olarak tasarlanmış galerileri içermektedir ve içinde yer alan cam objeler, Türk cam sanatının en önde gelen örneklerinden bazılarıdır. Ziyaretçiler, müzede hem tarihi hem de çağdaş cam ve kristal sanatının örneklerini görebilirler. Ayrıca, müze ziyaretçilerine cam yapımı hakkında bilgi veren interaktif bir bölüm de bulunmaktadır.
Müzenin amacı, cam yapımı ve cam sanatının gelişimini tanıtmak ve ziyaretçilere cam sanatının zenginliğini göstermektir. Müze, Türkiye’nin önemli kültürel miraslarından biri olmasının yanı sıra, İstanbul’un turistik yerleri arasında da yer almaktadır.