NURDAN İZGÖRDÜ
8 GEN MADENCİLİK Yön. Krl. Bşk.
Sevgili okurlar;
Dünyada bilinen 90 çeşit madenin 80’i bizim ülkemizde var. Ancak çeşitli ülkeler arasında madencilik sektörünün GSMH’dan aldığı paya baktığımızda;
ÇİN %23,6
ABD %7,3 iken
TÜRKİYE %1,33
Özetle, dünya ortalamasının oldukça altında kalmaktayız.
Zorlu ruhsat süreçlerinin yanında ekonomide yaşanan zorluklar madencileri yatırım yapma konusunda durağanlığa itiyor. Belirsizlikler ve para politikaları nedeniyle ancak mevcut durumun korunması tarafına yöneliyoruz.
Türkiye’nin 1980 sonrasında lokomotif sektörleri arasında yer alan Türk Doğal Taş Sektörü ihracatımızda 2013-2017 yıllarında yakaladığımız ivmeyi tekrar kazanmamız için ivedilikle ruhsat süreçlerimizin iyileştirilmesi ve kur politikası yanında Eximbank kredileri ile desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim.
Ayrıca; sınırda karbon vergisinin konuşulduğu günümüzde tüm firmaların birlik dernek ve ilgili kurumların rehberliğinde gerekli şartları yerine getirmesi gerekiyor. Aksi halde ürettiğimizi ihraç edemeyiz, birde üzerinde ülkemizin kazandığı vergiyi diğer ülkelere kaptırmış oluruz. Uzak gibi gözüken tarihler ne yazık ki çok hızlı gelmekte. İvedi çözüm üretmemiz gerekiyor.
İMİB Başkanımız Sn. Rüstem Çetinkaya’nın toplumdaki madencilik algısının değişmesi için dünyadaki diğer örneklere dikkat çekmesi ve çaba sarf etmesini takdir ediyoruz. Ancak tek başına ne yazık ki yeterli değil. Gerek bakanlık gerekse birlik ve derneklerin tam bir koordinasyonla uyum içinde çalışması halinde ihracatımızın hak ettiği yere ulaşabilecektir.
Her yıl düzenlenen uluslararası doğal taş fuarlarına firmalarımız yüksek katılım sağlamaktadır. Yakın zamanda gerçekleştirilen İzmir Mermer Fuarı ve Çin’deki Xiamen Mermer Fuarındaki izlenimlerimize göre ne yazıkki doğal taş fuarlarında seramik şirketlerine yer verilişi bizi üzüyor, tedirgin ediyor. Hele gözbebeğimiz İzfaş’da büyük bir seramik firmasının billboardlarda reklamlarına yer verilişini doğru bulmadık. Yapı fuarı gibi karma fuarlarda yer alması daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Bu strateji ; dünya pazarlarındaki doğal taş ihracat payımızı büyütmeye uğraşırken maalesef kendi içimizde birbirimizi baltalamamıza sebep olabilir.
Sevgili dostlar; küresel gelişmelerin gereklilikleri yönünde adımlar atmazsak çoktan treni kaçırmış olacağız. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminde reel sektör ciddi bir hammadde sorunu yaşadı. Bu durum devamında özellikle blok üreticileri iş ve müşteri kaybı yaşadılar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ülkemiz konumu itibariyle fotoğrafla da olsa ticaretimizi sürdürdük. Açıkçası güvenilir firma özelliğini taşıyanlar, süreci iyi yöneterek o dönemi başarıyla atlattı.
Sadece güvenilir değil aynı zamanda marka olmak zorundayız. Sürdürülebilirlik her alanda önemli. Çevre, sosyal boyut, üretim ve yönetim planlamalarını tümüyle içine alıyor. Sistemi buna göre kurgulamak gerekiyor. Maden sektörü; ekonomik büyüklüğü, yeraltı kaynaklarımızın zenginliği ve kırsaldan başlayarak yarattığı katma değeri ile bir bütün olarak doğru okunmalı ve desteklenmeli. Özetle: iletişimin bu denli önemli olduğu günümüzde, güncel bilgileri takip ederek dünya ne yapıyor diye inceleyip çalışmalarımızı ve planlamalarımızı dikkatli yapmamız gerekiyor. Aksi halde ihracat hedeflerine ulaşmak korkarım ki hayalden öteye gidemeyecektir.