BAŞKANDAN;
Toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri
arasında paralellik bulunduğu bir gerçektir. Yaşamı fonksiyonel
hale getiren araç ve gereçlerin %99’u doğal kaynaklardan, özellikle
de madenlerden sağlanmakta, bu nedenle gelişmişliğin ölçüsü
olarak kişi başı maden tüketimi gösterilmekte. Avrupa Amerika
gibi ülkelerde kişi başına maden tüketimi 18 ton iken bir Türk
vatandaşının yıllık tüketimi maalesef 8 tondur
2020 yılı tüm dünya için her yönüyle tedirginlikle başladı biliyorsunuz.
Mermer sektörü de yaşanan olumsuzluklardan etkilendi elbette.
Özellikle salgının yayıldığı ilk aylarda kapanan işletmelerimiz,
kapasitelerini düşüren işletmelerimiz oldu. Diğer ülkelerdeki gibi
bizim fuarımız da ertelendi. Salgının etkisinin devam etmesine
rağmen 2021 yılında normal kapasitenin 1/3’ü katılımcı ile fuarımızı
gerçekleştirdik. Salgından bu yana gerek yaşanan konteyner krizleri
gerek ürünlerimizin limanlarda uzun süre bekletilmeleri 2020 yılında
çoğu ülkeye nakliye sorunu yaşamamıza sebep oldu. 2021 yılında
da etkisi azalmasına rağmen yaşadığımız konteyner sıkıntısının
2022 yılında bitmesini bekliyoruz.
Bu yıl 27. sini düzenleyeceğimiz Marble 2022 fuarımız kapılarını
açıyor Geçen yıl normal kapasitenin üçte biri ile gerçekleştirdiğimiz
fuarımızı, bu yıl salgının sektörümüzdeki etkisinin azalmasından
sonra eski gösterişli günlerine kavuşturmak tüm sektörümüzün
görevidir. Bilindiği üzere mermer doğaltaş ve makine sektörlerimiz
son yıllardaki başarısıyla ülkemizin ekonomisinde önemli bir yere
ulaştı. Bu başarıya ulaşana dek sektörümüz canla başla çalıştı ve
Türk taşını dünya çapında tanınır bir marka haline getirdi. 2021’de
toplam 5.9 milyar dolar olan ülkemiz maden ihracatının 2.1 milyar
dolarlık önemli bir kısmı mermer doğaltaş ihracatımızdan geldi.
Bu değerin %60’lık kısmı işlenmiş doğaltaştan %40’lık kısmı ise
blok doğaltaştan gelmekte. 2019 yılını 1.9 milyar dolar, 2020
yılını ise 1.7 milyar dolarlık rakamlarla kapatmışken nihayet 2021
yılında sektörümüz salgın sonrası yaşanan olumsuzluklara göğüs
gerdi ve 2020 yılına göre yüzde 21’lik artış yakaladık. İhracatımızı
2022 yılında %30 artırarak 2 Milyar 750 Milyon Dolara çıkarmayı
hedefliyoruz. Salgın döneminin olumsuz etkilerine rağmen
var gücüyle çabalayarak ihracatımızı bu seviyelere ulaştıran
sektörümüzü içtenlikle kutluyorum.
Mermer sektörü gerek çok düşük mertebede olan ithalat miktarı,
gerekse üretimde yerli makinelerin kullanılması nedeniyle
madencilik sektöründe ayrı bir yere sahip, katma değeri hem blok
hem de işlenmiş üründe yüksek. Sektöre yapılan yatırımların,
üretimlerin artması, makine üreticilerini de harekete geçirerek
üretimde kullanılan makinelerin üretilmesini ve faaliyetlerde yerli
makinelerin kullanılmasını sağladı. Zamanla ülkemiz mermer
makinesi ihracatı gerçekleştirir konuma geldi. Böyle olunca 2021
yılında da ithal girdisi en az olan sektörlerden biri olduk.
Madenciliğin en zorlu mesleklerden biri olduğu aşikârdır.
Mermer doğaltaş sektörümüz madencilikte en az iş kazası
görünen sektörlerden biridir. Sıfır kaza hedefimiz gerçekleşene
kadar güvenlik ve sağlık performanslarını daha iyi seviyelere
getirmek için çalışacağız. Üretim anlayışımızda insanı ve çevreyi
öncelemek ve tüm çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği bilincini ve
risk algısını artırmak tüm sektörümüzün öncelikli amacı olmalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği kültürünü çalışanlarımıza aşılamalı, bir
anlık dikkatsizliklerin, aceleciliğin ya da umursamazlığın bedelinin
beklediğimizden ağır olacağını unutmamalıyız. Kendini bilen,
çevresine duyarlı ve sorumluluk sahibi insanlar olarak sonuçlarını
öngörmeden ve riskleri algılamadan adımlar atmamalı ve
attırmamalıyız. TÜMMER olarak “Farkındalık Artırımı ve Deneyim
Paylaşımı Yoluyla Güvenli Mermer Ocak İşletmeciliği Projesi”ni
hayata geçirmeye başladık. Projemiz kapsamında yapacağımız
eğitimlere, işverenleri, yöneticileri, tüm çalışanları, çocuklarla
birlikte ailelerini dâhil ettik. Böylece, iş yerlerimizde İSG kültürünün
toplumsal bir konu olduğunu ve iş kazalarının bireysel kazalar
olarak başlayıp sonrasında çok fazla insanın hayatında kötü etkiler
bıraktığını anlatacağız. Önceliğimiz insan, hedefimiz sıfır kaza
olacak.
Bizim bütün hayatımız, her şeyimiz maden. Bizler madencilik
sektörü ile ilgili 16 STK ile birlikte oluşturduğumuz platform
vasıtasıyla önce insan sonra çevre daha sonra maden anlayışıyla
ülkemiz için yaptığımız çalışmalarla üretim, istihdam ve ihracat
katkısı yapıyoruz. Sektörün ortak görüşlerini oluşturarak kamu
otoritelerinde taleplerimizin doğru zeminlere oturmasına ciddi
anlamda katkı sağlamaktayız. TÜMMER olarak 2022 yılında da bu
birlikteliğin sürdürülmesi için üzerimize düşen görev ve sorumluluğu
azami derecede yerine getirmeye gayret edeceğiz.
Sektörün gündemdeki en önemli sorunu ruhsat ve izinler konusunda
yaşadığı öngörülemezlik ve belirsizliktir. Özellikle izin süreçlerinde
yaşadığımız sorunlar tüm sektörün malumu. Bu anlamda öncelikle
çözülmesi beklenen konular olarak; orman izin taleplerinin mevzuatta
yer almayan gerekçelerle reddedilmesi, arazi izin bedellerindeki
yüksek artışlar nedeniyle bedellerin ödenemez hale gelmesi, orman
izin bedellerinin yapılandırmaya dahil edilmemesi, izin müracaat
süreçlerinin öngörülemez olması ve altyapı izinlerindeki geçişlerin,
amaç dışı kullanım olarak uygulanmamasıdır
Dünyanın belki de en zor işini yaptığımız, ekonomik ve toplumsal
faydalar sağladığımız için takdir görmemiz gerekirken son yıllarda
madenciliğe karşı çıkma girişimleri sektörümüze yönelik kamuoyu
algısını olumsuz yönde etkiliyor. Hâlbuki maden işletmecileri
mevzuat gereğince kamu kurum ve kuruluşlarından tüm izin
veya ruhsatları almadan sahalara girememektedir. Sektörün izin
veya ruhsat veren kamu kurum ve kuruluşlarından beklentisi,
madenciliğe karşı olabilecek bu tepkilere gerekçelerini belirterek
madencinin yanında durmasıdır. 2022 yılında algı konusunda
yaşanan olumsuzlukları düzeltmek, ülkemizde madenciliğin siyaset
üstü bir zeminde değerlendirilmesini sağlamak için halkla ilişkiler ile
ilgili çalışmalara ve kamu otoriteleri nezdinde faaliyetlere yine aynı
ağırlıkla devam etmemiz gerekiyor.
Sektör olarak yaşadığımız sorunların; madencilik sektörünün
siyaset üstü bir anlayışla ele alınması ve toprağın, suyun,
ormanın madencilikle birlikte değerlendirilmesi konusunda görev,
yetki ve sorumluluk sahibi tek bir merci olarak teşkilatlanmış
“TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI” kurulması ile çözülebileceğine
inanmaktayız. Ülkemizde madencilik sektöründen azami katma
değerin sağlanması için kamu otoritelerinin bu hususlarda gerekli
girişimlerde bulunması sektörümüzün öncelikli beklentisidir. Ülkemiz
yeraltı kaynaklarının değerlendirilerek Milli Enerji ve Maden politikası
kapsamında gerekli katkı sağlanabildiği takdirde madenlerimizin
ülke kalkınmasında büyük rol oynayacağına inancımız tamdır.
Mermer doğaltaş sektörü olarak 2022 yılında da inadına üretim
inadına ihracat diyor ve tüm sektörümüzü fuarımıza bekliyoruz.
Gelin, hep beraber 2022 yılında ihracatımızı hak ettiği 2.5-2.7 milyar
dolara çıkaralım. Hayırlı ve bereketli fuarlar diler, tüm sektörümüze
başarılı bir yıl temenni ederim. 30 Mart – 2 Nisan 2022 tarihlerinde
Marble 2022 fuarımızda görüşmek üzere.