Anadolu’nun ilk telsiz telgraf istasyonu, 114 yıl sonra restore ediliyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun
Kuzey Afrika’daki son toprağı Trablusgarp ile tek bağlantısı
olan Anadolu’nun ilk telsiz telgraf istasyonunu 114 yıl sonra
restore edecek.
Patara Ören Yeri’nde bulunan istasyon, müzeye
dönüştürülerek turizme kazandırılacak.
2’nci Abdülhamit’in emriyle kurulan istasyon, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2020’yi “Patara Yılı” ilan etmesinin
ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Batı Akdeniz
Kalkınma Ajansının (BAKA) desteğiyle yeniden ayağa kaldırılarak
bölgesel kalkınmaya da katkı sağlayacak.
Proje 24 ayda tamamlanacak
Antalya’nın Kaş ilçesinde yer alan ve Likya Birliği’nin başkenti
olarak bilinen Patara’daki Osmanlı’nın ilk ve devrinin en ileri telsiz
telgraf istasyonu, restorasyonu yapılarak müzeye dönüştürülecek.
Başvurusu Antalya Valiliği Yatırım, İzleme ve Koordinasyon
Başkanlığı tarafından yapılan ve BAKA tarafından belirlenen
iştirakçilerden Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediye Başkanlığı,
Antalya İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Patara Kazı Başkanlığının
katıldığı proje, 24 ayda sonuçlandırılacak. Projeyle Patara Telsiz
Telgraf İstasyonu Külliyesi restorasyonu kapsamında telsiz ana
istasyonu, tesisat binası, lojman binası, telsiz kulesi tekrar ayağa
kaldırılacak. Bölgenin mekanik ve elektrik tesisat kurulumları ile
çevre düzenlemesi yapılacak.
Trablusgarp ile iletişim için kuruldu
2’nci Abdülhamit, Osmanlı ile kara bağlantısı kalmayan
Trablusgarp ile daha hızlı iletişim sağlamak amacıyla 1906 yılında
biri Patara’da diğeri Derne’de iki istasyon yaptırdı. Döneminin
en teknolojik cihazlarıyla donatılan istasyonlar için devlet
bütçesinden önemli bir miktar olan 12 bin Osmanlı lirası harcandı.
Patara ile Derne arasındaki mesafe, kuş uçuşu 850 kilometreyi
bulurken, o dönemde bu mesafede iletişim sağlayan başka
bir sistem yoktu. İki istasyon arasında günde 4 bin kelimenin
aktarılması hedefl enmişti.
Patara’daki istasyonun açılışı, 2’nci Abdülhamit’in tahta çıkışının
yıl dönümünde gerçekleştirildi. İstasyon, sadece Derne ile iletişimi
sağlamakla kalmıyor, Akdeniz’de seferde olan askeri gemiler ile
ticari gemiler de istasyondan, başta meteorolojik bilgiler olmak
üzere faydalanıyordu.
“2’nci Abdülhamit’in vizyon projesi”
Patara Antik Kenti Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan
Işık, istasyonun 2’nci Abdülhamit’in vizyon projesi ve son derece
önemli bir teknoloji mirası olduğunu belirtiyor.
Burada birkaç üniteden oluşan bir yapı bulunduğunu aktaran Işık,
“ makine teçhizatının, telsiz telgraf araçlarının konulduğu bir yapı
bulunmaktadır. Aslında lojmanları, depoları ve dört telsiz direğiyle
büyük bir külliye niteliğindedir.”
Telsiz telgraf istasyonunun 1906’da açıldığına ve dönemin en
son teknolojileriyle donatıldığına dikkati çeken Işık, “Osmanlı
Devleti’nin Kuzey Afrika’da son toprakları bugün Libya sınırları
içerisinde yer alan Trablusgarp ve Derne. Sultan 2. Abdülhamid
Han o dönemde İtalya gibi bazı devletlerin başka toprakları
ele geçirme niyetlerinin olduğunu belirleyerek bu coğrafya
ile Anadolu’nun haberleşmesinin çok büyük önem taşıdığını
fark ediyor. O dönem aramızda önemli ilişkilerin bulunduğu
Almanya’daki özel bir şirket aracılığıyla burası kuruluyor.” diye
konuştu.
“Çağ açıcı bir gelişim olarak nitelendirebiliriz”
Buranın 2. Abdülhamid Han’ın ne kadar vizyoner bir bakış açısına
sahip olduğunu gösterdiğini ifade eden Işık, o dönem devletin
bütçesi için çok önem arz eden bir meblağ olan 12 bin Osmanlı
lirası harcanarak istasyonun kurulduğunu söyledi.
Osmanlı’nın bu parayı tek kalemde çıkarabilecek bir durumda
olmamasına rağmen Libya ile bağın kopmaması önemsendiği
için söz konusu meblağın gözden çıkarıldığını anlatan Işık,
şunları kaydetti: “Patara’daki istasyonun karşı taraftaki karşılığı
ise Libya’nın Derne kentinde yer alıyor. Aradaki mesafe 850
kilometre. Bu kadar uzun bir mesafeyi o dönemde geçebilen başka
bir telsiz telgraf yok. Çağ açıcı bir gelişim olarak nitelendirebiliriz
bunu. Sultan Abdülhamid Han o dönem bu teknolojiyi öğrenmek
için Türk mühendisler Galip ve Hasan Beyleri de Almanya’ya
gönderiyor. Ardından biri Patara’da diğeri de Derne’de görev
yapıyor. O teknolojiye kendi öz gücümüzle sahip olma çabasını
da görüyoruz”.
"İnsanın tüylerini ürperten bir tarihi anlatıyor"
Işık, 1911’de İtalyanların Derne’deki istasyonu bombaladığını
belirterek şöyle devam etti: “Tam tarihi tespit edemedik ama
İtalyanlar ardından Patara’yı da bombalıyor. Bu istasyon
bombalanıyor. Bu esnada antik tiyatronun güneydoğu köşesi de
isabet alıyor. Bugün antik tiyatroda gördüğümüz büyük göçük bu
bombalardan kalma.
Antalya Valiliği öncülüğünde istasyonda restorasyon çalışmaları
başlayacak. Yapıların orijinal resimleri var. Bu yapıların onarımları
gerçekleştirilip buraya bir telsiz telgraf müzesi oluşturulacak. Çok
mutluyum, gururluyum. Yıkık, naif bir durumda görünen bu yapı
bize Osmanlı’nın yeni adımları duyulmaya başlanan Türkiye
Cumhuriyeti ile kesiştiği yerde duran, insanın tüylerini ürperten
bir tarihi anlatıyor.
Osmanlı’nın Kuzey Afrika’da kalan son toprağı için verdiği mücadelede
asla unutulmaması gereken ismin Binbaşı Mustafa Kemal olduğunu
vurgulayan Işık, “O gönüllü bir Osmanlı subayı olarak Derne’de göreve
gitmiş ve orada İtalyanlar ile mücadeleyi yürütmüştür. Gözündeki
rahatsızlığın nedeni de Derne’deki şarapnel yarasıdır. Dolayısıyla
Patara’daki telsiz telgraf istasyonu, Osmanlı’nın son mücadelelerinin ve
Türkiye’nin yeniden inşası azminin adeta bir simgesi niteliğindedir.